10 Aralık 2010 Cuma

AIDA GOMEZ ÇALIŞIRKEN...
















Provaları gösterilerden daha çok severim. Sanatçıyı bir insan olarak izlersiniz. Yüzünde onca makyaj, tepesinde onlarca spot yokken, hata yapma özgürlüğüne sahipken... Aida Gomez geçen yıl İstanbul'dan geçmişti. CRR'de Carmen'i sahneye koymuşlardı. Gösteri güzeldi, kocamın çektiği turuncu fonda prova daha güzel...





9 Aralık 2010 Perşembe

SON TAKINTIM MERCHE ESMERALDA!







Buaralar sadece onu izliyorum, sadece onun gibi dans edebildiğimi hayal ediyorum. Çok az dansçıda bir araya gelebilecek özellikler bir araya gelmiş Merche Esmeralda'da. Teknik, zerafet,duygu ve en önemlisi dans ederken gerçek bir içine dönme ve kopma hali. O hal beni bitiriyo.Mercedes Rodríguez Gamero ,1947 Yılı'nda Sevilla'da doğmuş. Hayat hikayesi gerçek bir başarı öyküsü. Küçük yaşlarda önce aileden sonra mahallenin en yakın flamenko okulundan gelen dans eğitimi, sonra yavaş tavaş Tablaolarda boy gösterme, 16 yaşında solo dans etmeye başlama (bu arada dikkatinizi çekiyorum 4 yaşında dans etmeye başlayıp 16 yaşında ilk defa solist dans etmek...) , 68 yılında Cordoba'da başlayan ve hayat boyu devam eden ödüller, Amerika, Kanada ve Japonya Turneleri, ünlü dansçılarla projeler vee Carlos Saura'nın filmlerinde yer almak...
Her dansçıya nasip olamayacak şahanelikte upuzuuun bir sahne hayatı. Merche Esmeralda hala sahnede "Mujeres" adlı projesine devam ediyor. Sara Baras ve Eva Yerbabuena'dan sonra şimdi de Rocio Molina ve Belen Maya ile devam ediyor proje. Daha önceden tanımadığımız bir flamenko dili kullanılıyor... modern dans, bale ve 3 mükemmel dansçının da kendine has tarzları çok net ortaya koyuluyor. Kostümler çok avangard. Falmenkoda ekose kullanıldığını ilk defa gördüm ve gerçekten bayıldım.
Mujeres'in fikir annesi Merche Esmeralda. Carlos Saura'nın Flamenco filminde ayna karşısında kırmızı karpuz kollu entarisiyle sevillanasın kurallarını yıkan, aynada gözleriyle konuşan Merche Esmeralda....

23 Kasım 2010 Salı

TORERO FASHİONİSTA


Bir moda blogunda rastladım. Boğa burcunu temsilen Dolce Gabbana kıyafetleriyle yapılan bir çekim. Bayıldım!

BİR GÜN HERKES PUANTİYELİ OLACAK:)
























































22 Ekim 2010 Cuma

ESTRELLA İSTANBUL'DA!


Türkiye Estrella Morente'yi Almodovar'ın Volver filminde Penelope Cruz'a sesini veren şarkıcı olarak tanıdı. Bense 2001 yılında çıkan Calle del Aire albümüyle müşerref olmuştum. Sonradan Enrique Morente'nin kızı olduğunu öğrendim. Enrique Morente benim için en heyecan verici flamenko figürlerinden biri. Gerçekten deli olduğunu düşünüyorum. Garip garip introlar, senfonik alt yapılar falan kullanıyo ve çok değişik bir ses rengi var gerçekten, çok nev-i şahsına münhasır bi sanatçı. Estrella Morente,Morente ailesinin yumuşak karnı gibi. Hem müzikal alt yapıları hem de vokali sanki her şeyi doğru ve olması gerektiği gibi yapmaya yönelik. Kıyafetleri, sahnedeki duruşu her hali çok olması gerektiği gibi diyebilirim. Dolayısıyla ortaya şahane bir sound çıkıyor, tertemiz bir ses dinliyosunuz ama ne kadar mükemmel olursa olsun benim için bir La Macanita ya da Nina Pastori gibi değil. Ne kadar harika bir ses diye dinliyorum ama böyle içimden sıcak soğuk sular akmıyor dinlerken.


Bir kere canlı izleme fırsatım oldu Estrella Morente'yi. Ama gerçekten canlı:) çünkü Barselona'daki Palau de la Musica'da konserin başlamasından yaklaşık 20 dakika sonra elektrikler kesildi ve kadıncağız toplam 3 balkonlu devasa salonda çıplak sesiyle toplam 4 şarkı daha söyledi. Bi ara gerçekten morardığını gördüm:) Sonra içeri gitti, biraz dinlendi ve geri geldiğinde hepimize geldiğimiz için teşekkür ederek konserin neredeyse sonuna gelmemize rağmen hepimizin biletlerini iade edeceklerini açıkladı. Bu davranışıyla herkesin gönlünde taht kurdu diyebilirim. Ben tabi iade aldığım parayla hemen gidip Arcangel ve Antonio Canales'e bilet aldım:) Estrella sayesinde, çarşıdan aldım bir tane eve geldim bin tane oldu:)


İşte böyle bereketli, heybetli ve de harika bi karakter kendisi. Granadalı ne de olsa, Habichuelalarla da hısım, bi de kocası Torero. Daha ne olsun...
20 Aralık'ta CRR Konser Salonu'nda.

21 Ekim 2010 Perşembe

SURİ FLAMENCA, OLE SURİ OLE!!!:))


Suri'yi tanımayanlar için kısa bilgi vereceğim. Suri, Tom Cruise ve image making harikası karısı katie Holmes'un kızları. Kendisi, kafayı moda trendlerinde öncü olmakla bozmuş eski Dowson's creek oyuncusu annesi tarafından giydiriliyor. Genellikle çok tuhaf görünüyor zavallıcık. Hatta geçen sene topuklu ayakkabı giyip herkesi şoke etmişti ama sonra o ayakkabılar tüm markaların koleksiyonlarında yer almışlardı... Bu durum bana hem ilginç geliyordu hem de baya rahatsız ediyordu.Bir çocuğun moda trendleri ve tüketime alet edilmesini kınıyordum. Ancak bu sefer Katie Holmes Suri için seçtiği kıyafetle benim bütün ahlaki değerler sistemimi çökertti. Gördüm ve aşık oldum. Fotoğraf Sevilla'da ,Tom Cruise'un film setini ziyaretlerinde çekilmiş. Elbiseye bayıldım, Kızcağızın saçlarına ve ifadesine bayıldım ve utanarak söylüyorum elbiseden ben de istiyorum:)) aahhh flamenco, akan suları durduran...

Yeni durağım Fazıl's Dance stüdyo


Flamenko yolculuğumda yine yeni bir duraktayım:) Bu kaçıncı oldu bilmiyorum. Her seferinde aynı heyecanı duyuyorum. Bazı insanlar birşeyler bitti diye üzülür ben hep yenisi başlayacak diye seviniyorum. Yeni okulum Fazıl's Dance Stüdyo. Kumbaracı Yokuşu'nda. Dükkana azıcık mesafede. Tarihi bir binanın 1. katında. İçerisi Amor de Dios'a benziyor. Tabi onun 10'da biri kadar büyüklüğü ama duvarlar, eski mobilyalar, soyunma odası... gerçekten çok benziyor. Sahiplerinin flamenkoyu sevdikleri belli. Mutluyum en sonunda derdimi anlatmak için yırtınmama gerek kalmayacak. Bizim çalışacağımız stüdyo Türkiye'ye göre ufak, İspanya'ya göre büyük. Onlar hem daha minyonlar hem de flamenkonun yarım metrekare içinde yapılması gerektiğini daha iyi özümsemişler. Zemin çok güzel, artık bacacıklarımız hiç ağrımayacak (egzersiz yüzünden olacakları saymıyorum).Bir tane kedi var okulda, tekir. Arada derslere giriyor o da:) dün biz esnerken o da esneme hareketleri yaptı. Tabi bizden daha iyi yapıyor.

Öğrencilerim çok harikalar. Flamenkoyu seviyolar, bana daha da çok sevdiriyolar. Çok güzel dans ediyolar, bazen beni çok şaşırtıyolar. 3 derste anca çıkar dediğim ayaklar 15 dakikada öğreniliyor. Ben de her seferinde başka setler hazılıyorum böylece ben de gelişiyorum. Bir tane bile gıcık tip yok aralarında. Hiç bir ego çatışması yok. Tahtalara vuruyorum, sürekli şükrediyorum. Farruca çalışıcaz bu dönem. Farruca zor zanaat. Tamamen kendine has bir ruh hali var. Kibirli değil onurlu, duyarlı çok.Galicia'dan geldiğine dair rivayetler var.Flamenkoda her şey rivayet zaten...Gades'inki bence en güzeli.
Güzel olucak bu sene, hissedebiliyorum. Başlangıç sınıfını heyecanla bekliyorum...

BİZ EVLENDİK:)


Orobroy'la nikay kıydık
Mi guitarra'yla sevillanas yaptık
Gitano Turcolar'ın en süperi Hüsnü Şenlendirici'yle coştuk
Sangria içtik, göbek attık eylendik.
iyi ki evlendik:)

FLAMENCO'YU ÇOK SEVİYORUM


-Hayatımı bir anda değiştirdiği için

-Beni İspanya'ya sürüklediği için

-Kapılarımı kendime ve başkalarına açmamı sağladığı için

-Kapılarımı istediğim an kapatmayı öğrettiği için

-Gazpacho,sangria ve tortilla bu kültüre ait oldukları için

-Puantiyeler, güller ve şallar içinde olabildiğim için

-Kafama compastan başka bir şey takmama izin vermediği için

-Kendimi tamamen koyuvermeyi öğrettiği için

-Bazı şeylerin insanların kendilerinden bağımsız ilahi bir güçle var olabildiğini öğrettiği için

-Çok salak, çok akıllı, çok kötü ya da çok iyi insanlar bu gücün etrafında bir araya gelebildikleri için.

-Her üzgün olduğumda beni Orobroy'la rahatlattığı için

-İçim içime sığmadığında Nina Pastori'yle coşabildiğim için

-Beni büyüten sevgiler, nefretler, kazıklar ve ömre bedel mutlu anlar için

çooook seviyorum

8 Şubat 2010 Pazartesi

GAZPACHO



Dışarıda gıpgri ve berbat bir hava var. Her ne kadar Endülüs'ün 50 dereceye varan sıcaklarında serinlemek için içilse de bir bardak Gazpacho benim her zaman içimi ısıtır:)



Malzemeler
1 kg olgun domates
1 adet yeşil biber
1 salatalık
1 küçük boy kuru soğan
2 diş sarmısak
100 gr bayat ekmek
1/2 çay bardağı zeytinyağı
1/2 çay bardağı sirke
2 çay kaşığı tuz
Su

Yapılışı:
Ekmeği ıslayıp, kabuğu soyulmuş ve çekirdekleri çıkarılmış domatesleri, 2 diş sarımsağı,soğanı ve çekirdekleri çıkarılarak ufak ufak doğranmış biberi blandera atıyoruz. Kıvamına göre gerek varsa biraz su da katabiliriz.Biraz tuz ekleyip en az bir saat buz dolabında bekleterek afiyetle içiyoruz.
İsterseniz içine koyduğunuz malzemelerden ve bir miktar soğan ve haşlanmış yumurtayı da ince ince doğranmış olarak küçük tapas tabaklarında servis edebilirsiniz.Böylece soğuk çorbanız daha doyurucu olabilir.