21 Ekim 2010 Perşembe

Yeni durağım Fazıl's Dance stüdyo


Flamenko yolculuğumda yine yeni bir duraktayım:) Bu kaçıncı oldu bilmiyorum. Her seferinde aynı heyecanı duyuyorum. Bazı insanlar birşeyler bitti diye üzülür ben hep yenisi başlayacak diye seviniyorum. Yeni okulum Fazıl's Dance Stüdyo. Kumbaracı Yokuşu'nda. Dükkana azıcık mesafede. Tarihi bir binanın 1. katında. İçerisi Amor de Dios'a benziyor. Tabi onun 10'da biri kadar büyüklüğü ama duvarlar, eski mobilyalar, soyunma odası... gerçekten çok benziyor. Sahiplerinin flamenkoyu sevdikleri belli. Mutluyum en sonunda derdimi anlatmak için yırtınmama gerek kalmayacak. Bizim çalışacağımız stüdyo Türkiye'ye göre ufak, İspanya'ya göre büyük. Onlar hem daha minyonlar hem de flamenkonun yarım metrekare içinde yapılması gerektiğini daha iyi özümsemişler. Zemin çok güzel, artık bacacıklarımız hiç ağrımayacak (egzersiz yüzünden olacakları saymıyorum).Bir tane kedi var okulda, tekir. Arada derslere giriyor o da:) dün biz esnerken o da esneme hareketleri yaptı. Tabi bizden daha iyi yapıyor.

Öğrencilerim çok harikalar. Flamenkoyu seviyolar, bana daha da çok sevdiriyolar. Çok güzel dans ediyolar, bazen beni çok şaşırtıyolar. 3 derste anca çıkar dediğim ayaklar 15 dakikada öğreniliyor. Ben de her seferinde başka setler hazılıyorum böylece ben de gelişiyorum. Bir tane bile gıcık tip yok aralarında. Hiç bir ego çatışması yok. Tahtalara vuruyorum, sürekli şükrediyorum. Farruca çalışıcaz bu dönem. Farruca zor zanaat. Tamamen kendine has bir ruh hali var. Kibirli değil onurlu, duyarlı çok.Galicia'dan geldiğine dair rivayetler var.Flamenkoda her şey rivayet zaten...Gades'inki bence en güzeli.
Güzel olucak bu sene, hissedebiliyorum. Başlangıç sınıfını heyecanla bekliyorum...

BİZ EVLENDİK:)


Orobroy'la nikay kıydık
Mi guitarra'yla sevillanas yaptık
Gitano Turcolar'ın en süperi Hüsnü Şenlendirici'yle coştuk
Sangria içtik, göbek attık eylendik.
iyi ki evlendik:)

FLAMENCO'YU ÇOK SEVİYORUM


-Hayatımı bir anda değiştirdiği için

-Beni İspanya'ya sürüklediği için

-Kapılarımı kendime ve başkalarına açmamı sağladığı için

-Kapılarımı istediğim an kapatmayı öğrettiği için

-Gazpacho,sangria ve tortilla bu kültüre ait oldukları için

-Puantiyeler, güller ve şallar içinde olabildiğim için

-Kafama compastan başka bir şey takmama izin vermediği için

-Kendimi tamamen koyuvermeyi öğrettiği için

-Bazı şeylerin insanların kendilerinden bağımsız ilahi bir güçle var olabildiğini öğrettiği için

-Çok salak, çok akıllı, çok kötü ya da çok iyi insanlar bu gücün etrafında bir araya gelebildikleri için.

-Her üzgün olduğumda beni Orobroy'la rahatlattığı için

-İçim içime sığmadığında Nina Pastori'yle coşabildiğim için

-Beni büyüten sevgiler, nefretler, kazıklar ve ömre bedel mutlu anlar için

çooook seviyorum

8 Şubat 2010 Pazartesi

GAZPACHO



Dışarıda gıpgri ve berbat bir hava var. Her ne kadar Endülüs'ün 50 dereceye varan sıcaklarında serinlemek için içilse de bir bardak Gazpacho benim her zaman içimi ısıtır:)



Malzemeler
1 kg olgun domates
1 adet yeşil biber
1 salatalık
1 küçük boy kuru soğan
2 diş sarmısak
100 gr bayat ekmek
1/2 çay bardağı zeytinyağı
1/2 çay bardağı sirke
2 çay kaşığı tuz
Su

Yapılışı:
Ekmeği ıslayıp, kabuğu soyulmuş ve çekirdekleri çıkarılmış domatesleri, 2 diş sarımsağı,soğanı ve çekirdekleri çıkarılarak ufak ufak doğranmış biberi blandera atıyoruz. Kıvamına göre gerek varsa biraz su da katabiliriz.Biraz tuz ekleyip en az bir saat buz dolabında bekleterek afiyetle içiyoruz.
İsterseniz içine koyduğunuz malzemelerden ve bir miktar soğan ve haşlanmış yumurtayı da ince ince doğranmış olarak küçük tapas tabaklarında servis edebilirsiniz.Böylece soğuk çorbanız daha doyurucu olabilir.

28 Aralık 2009 Pazartesi

FIN DE FIESTA



Pamela Cervantes uzun bir aradan sonra yeniden İstanbul'daydı. Niceliği az niteliği çok yüksek , şahane bir workshop geçirdik. Pamela daha önce Pera Güzel Sanatlar'ın da konuğu olmuştu. Bu sefer kendi imkanlarıyla gerçekleştirdiği bu kısa ziyaretinde, flamenko istanbul derneği desteğiyle, canlı müzik eşliğinde Bulerias de Jerez dans etmeyi öğretti.Dans etmeyi öğretmek ile koreografi öğretmek arasında çok büyük bir fark var. Dün geceki fin de fiestada hepimiz bir sürü hata yapmışızdır ama farkında bile varamadık:) gerçekten dans ettiğinizde sadece müzik, cante ve siz oluyorsunuz o sahnede.Birilerinin sizi buna itmesi çok büyük nimet oluyor. Yeni bir eğitimci olarak kendime de bir sürü ders çıkardım bu workshoptan. En önemlisi çook ama çok eylendim.Çok tatlı insanlarla tanıştım. Flamenkonun tekelleştirilmesinin ruhuna ne kadar ters olduğunu, özgür bir ortamda kısa sürede ne kadar harika sonuçlar alınabildiğini gördüm.


Bu nedenle "flamenco permanece con la libertad"diyorum ve Pamela'ya çok teşekkür ediyorum.

13 Kasım 2009 Cuma

İSTANBUL'DA BİR FLAMENKO DERNEĞİ


Flamenko içinize nasıl düşer anlamazsınız...Belki bir buleriadır ruhunuza takılan, kimi zaman bir solea cantesi, bazen puantiyeli bir elbisededir büründüğünüz, bazen şuursuzca tutulan bir ritmdir sizi yakalayan. Sizin bir parçanız olur flamenko.Önceleri haftada birkaç geceniz, sonra yavaş yavaş her gününüz, her anınız, etiniz,tırnağınız, ruhunuz...Duruşunuz değişir, bakışınız değişir, varoluşunuz değişir. Bünyenizde flamenko sensörlü bir solungaç peydah olur.Dünyanın neresinde olursanız olun, solungaçlarınız flamenko nefeslerini mutlaka alırlar.Flamenko aşkına düşenler birbirlerini mutlaka bulurlar... Dışarıdan bakanların şaşkın gözlerle izleyecekleri bir kod oluşur aralarında. Flamenkoyu paylaşabilmek o kadar harika birşeydir ki belki de hayatta başka pek de bir şeye ihtiyaç kalmaz. Günler yeni falsetalarla, zapateadolarla, letralarla geçmektedir. Ruha zor sığan flamenko üç beş kişilik paylaşımlara sığmakta zorlanmaktadır.Haydi bir araya gelelim der birileri, paylaştıkça çoğalalım, Juergalarımız daha kalabalık, sangrialarımız daha bereketli olsun...7 Nisan 2008'de sessiz sedasız bir dernek kurarlar.İspanyolca kursları ve juergalarla flamenko kültürünü yaşatmaya başlarlar. Amaçları öncelikle, flamenkoyu doğru bir şekilde anlatabilmektir. Benim gitarım flamenkodur, benim şarkım ,benim dansım olmazsa flamenko olmazları bir yana bırakıp, bu kültüre merak duyan herkesin bir araya gelebileceği ve bir bütünün parçası olabilecekleri bir enerji yaratmaktır. Flamenko İstanbul Derneği'nin Kadıköy'de başlayan macerası şu anda Galata İstanbul Dans Merkezi'nde devam ediyor. Burada flamenkonun olmazsa olmazı canlı müzik ve dans bir arada sunuluyor. Dans eden cantaorlar, llamada yapan tocaorlar ve şarkı söylemeye çalışan bailaoraların kocaman flamenko hayalleri var. Endülüs gezileri, karşılıklı kültür projeleri,juergalar, workshoplar ve daha neler neler.

Flamenko içinize nasıl düşer anlamazsınız.Umarım düştüğünde doğru yerde ve doğru insanlarla birliktesinizdir...



11 Kasım 2009 Çarşamba

OLE MI NINA! ANDA GUAPAA!


Ninam Pastorim 2009 Latin Grammy flamenco ödülünü kapmış bulunuyor. Daha önce Shakira gibi dünyaca ünlü isimlerle pop dalında aday gösterilmişti, ancak bu sefer "Esperando Verte" albümü ile flamenco dalında ödül kazandı.Flamenco dünyasından diğer adaylar ise Enrique Morente, Carmen Linares, Vicente Amigo, Miguel Poveda idi. India Martinez de en iyi çıkış yapan flamenko sanatçısı dalında adaydı ama bu sene alamadı maalesef.

Esperando verte benim için de 2009'un en güzel albümüydü.Zaten Nina öksürse seviyorum:))